Isik Ergüden, kapitalizmin fasizme ickin yönelimini, devletsermayekitle yaratim ücgenini, kültür endüstrisinin ideal yurttas kalibini ve küresel prekaryayi; ekolojik yikimdan türcülüge, patriyarkadan göcmen düsmanligina uzanan siddet aglariyla birlikte okuyor; toplumsal hareketlerin cosku ve umut dolu günlerinden yenilgi ve yilginlik zamanlarina, esitlik ütopyalarindan kölelik cehennemine, büyük ihtimallerden bütün türlerin yokolusuna dogru dörtnala gidilen bir cagin politik arkeolojisine giriserek zamanin ve düsüncenin kopuk fragmanlarini ilmek ilmek birbirine bagliyor.
Imkansiz Ütopya, karamsarliga teslim olmadan, olayin beklenmedikliginde beliren ihtimallere, itaatsizlige ve m üstereklere kulak vererek tüm siddet, tahakküm ve manipülasyon mekanizmalarina ragmen, insanligin en büyük mirasi olan hayir deme gücünü yeniden hatirlatiyor.
Direnislerin hafizasiyla, felsefeedebiyatbilim arasindaki gecitlerde dolasan bu metin, okuru hem bugünü anlama hem de gelmeyecek olana ragmen yeni bir etigi kurma cesaretine cagiriyor.
Baska bir dünyanin taslari, tam da buradan döseniyor.