1909 yilinin ilkbaharinda Adanada meydana gelen ve tarihe Adana Olaylari olarak gecen hadise, aradan gecen 115 yil zarfinda isyandan vakaya, olaydan etnik catismaya, ic savastan katliama ve hatta soykirima kadar genis bir yelpazede isimlendirilerek izah edilmeye calisilmistir. II. Abdülhamid döneminde baslayan Ermeni ayaklanmalari sürecinde isyan yüzü görmemis Adanada II. Mesrutiyet sonrasi patlak veren olaylar sadece Adanalilari degil tüm ülkeyi sarsmis, sasirtmis ve fazlasiyla üzmüstür. Bu hadise Adanalilarin ruhunda derin yaralar acmis, yaklasik on bes gün icinde hem Müslümanlarin hem de Ermenilerin maddi ve manevi büyük kayiplar yasamasina neden olmustur. Binlerce kisinin ölümüyle sonuclanan olaylarin yaralarini sarmak amaciyla Adanaya vali olarak Cemal Pasa atanmistir. Pasa, Adanadaki hayati normale döndürmek ve Türkler ile Ermeniler arasindaki soguklugu gidermek icin yogunn caba sarf etmistir. Ancak Ermeniler, sonrasinda yaptiklari yayinlarla Adana Olaylarini hayal bile edilemeyecek bir noktaya tasimislardir. Öyle ki Adanada 30 bin Ermeninin öldürüldügü iddiasindan yola cikarak Adana Olaylarini Hamidiye katliamlari ile Jön Türk soykirimi arasinda bir istasyon, bir katliamin doruk noktasi ve hatta sözde soykirimin bir provasi olarak tanimlayacak kadar ileri gitmislerdir. Kitapta, olaylarin cikis nedenlerine, devletin olaylari yatistirmak icin aldigi tedbirlere, sonrasinda yapilan yargilamalara ve yaralari sarma cabalarina deginilmekte, hayatini kaybedenlerin sayisi hakkindaki iddialar yanitlanmaya calisilmaktadir.
