Hapsolduklari yerde gözlerini kapiya dikmis son bir umutla birilerinin gelmesini bekliyorlardi. Istirap yüklü ruhlarinin tek kurtulusu buydu. Hayatlarinin o en uzun gecesinde hikayelerini anlatmayi sectiler. Cünkü insan ölünce bedeni cürür, geriye yalniz hikayesi kalir ve bütün hikayeler gece anlatilir.

Istanbulun Vefa semtinde ayakta kalan son ahsap konaklardan biri; Canfeda Konagi, nami diger Ugursuz Konak. Konaga hapsolmus genc bir kadin; Halide. Yillardir konaktan uzakta hayatlar süren kardesleri; Cihangir, Zeliha ve Nihal. Annelerinin ölümünün ardindan, konagin satisi icin son kez bir araya gelen kardeslerin talihsiz alinyazilarinin gizemini cözecek sadece bir geceleri var. Gecmisle yüzlesirken, konagin senelerdir kilitli tutulan odasinin kapisi aralaninca, ailenin günahlari ve suclariyla konagin sakladigi sirlar ortaya dökülür.

Yüz yili asan bir uzaklikta, Osmanli zindanlarinda, ölümünü bekleyen, saf bir askin pesindeki genc adam; Dervis Ali. Tek umudu devrik Sultan Abdülhamidin Bas Ressami Zonaronun yardimidir.

Halide ve Dervisin yazgilarini bulusturan, arafta kalmis, yarali ruhlari birlestiren carpici bir son.
Gece Acan Cicekler, Tarik Tufanin zengin dili, benzersiz üslubu ve hafizalardan silinmeyecek kurgusuyla, Osmanlidan günümüze akan dokunakli bir aile hikayesi. Yarali asklara yakilmis, yüreklere dokunan, büyüleyici bir agit.

Ask hayattan da ölümden de büyüktür.