Hayati boyunca yasayamamaktan korkan insan, bunu ölüm korkusu sanir. Düslenen gelecegi yasayamama korkusu, aslinda semirilmis kaygilardan baska bir sey degildir. Hayatin icinde insa edilmez ki ölüm korkusu, o zaten hayatin bir parcasidir. Gelecek kaygisina benzemez ölüm, korkuyla sarili simdidedir hep. Ic ice gecen hikayelerden olusan bir roman DENG. Yasadigi yere dönüsen, ne olursa olsun her zaman orali olan -cogu zaman olmak zorunda kalan-, her seyden azade gözlerle disaridan bakan icin cümbüslü bir fotografin icindeymis gibi görünen insanlarin, bazen uzaktan gelen bir dengbjin sesi gibi hüzünlü, bazen dalga dalga yayilan müjdeli bir haber gibi sevinc yüklü hikayelerinden Yilmaz Sener, tek bir günde gecen, gecmise dönüslerle zenginlesen bu romaninda zamana ve mekana duyulan aidiyeti sorguluyor. Her seyin hizla akip gitmesiyle, adim adim ilerlemesi arasindaki mesafenin sandigimizin aksine o kadar da cok olmadigini gösteriyor.