Milletimizin ve bütün insanligin aradigi huzur ahlaki erdemlerin bilinmesinde ve yasanmasinda saklidir. Erdemler toplumlarin manevi zenginlikleri ve gelecek nesle kazandiracaklari en önemli hazineleridir. Her birini birbirinden degerli kabul ettigimiz bu kiymetleri insanlarin madden kiymet verdikleri bir kisim ziynetlerle sembolize edebiliriz. Mesela sevgi altindir, merhamet elmastir, cömertlik yakuttur diyebiliriz. Diger erdemleri de baska bir takim degerli taslarla esdeger olarak görebiliriz. Ahlaki degerlerimiz birer hazine ise, her degerli hazinede oldugu gibi bu hazinenin saklandigi bir sandik ve o sandigin muhafazasindan ve bakimindan sorumlu bir bekcisi de olmalidir.
Kültürümüz, icinde barindirdigi binlerce güzellikle kulagimiza bu hazinenin manevi sandigi benim diye fisildar. Aile ise bu sandigi insanlik tarihinin basladigi günden bu yana ben muhafaza ediyorum der. Isin zor olan kismini aile yapmaktadir. Bir anlik gafleti bu degerli hazinenin talan edilmesine, gerekli bakimini yapamamasi da degerli taslarin tozlanip kirlenmesine sebep olacaktir.