Cumhuriyet bir ütopyaydi. Simdi ise ona ait bir gerceklikte yasiyoruz. Sesler isitiyoruz, ahengini o toplum mühendisliginden almis bir müzige ait sesler.
Bir medeniyet projesi olarak görülen Cumhuriyette Klasik Bati müzigi nasil milli tinisini bulacakti Bu soruda bulunmasi gerekliligine dair bir kabul vardi ve ulus insa etmeye kalkan ve bunun icin de öncelikle ulusal olani yaratmak zorunluluguyla bas basa kalan Cumhuriyetin kurucu kadrolarinca en ileri, medeni ve modern olarak bellenen Klasik Müzikte milli damarin bulunmasi ve yansitilmasi esasli bir görevdi.
Bugün iste bu illüzyonu yasiyoruz.
Halk türkülerini armonik ya da coksesli kilip Klasik müzik orkestralarinda calmaktan ibaret bir Klasik müzik serüveninin icindeyiz.
Bu kitaptaki yazarlarin tümünün bir derdi var Türkiyede klasik müzik ve müzik alaninda bir seylerin yanlis yapilandigi, islerin dogru yürümedigi, hala yapilmasi gereken onlarca sey oldugunu söylüyorlar. Her seyin yolunda gittigini düsünen akademisyen ve müziksever amatörlerle aralarindaki farkin altini ciziyorlar Serap görmüyoruz ama sahnelenen illüzyonun da taniklariyiz.
Jön Türk modernlesmesinden Cumhuriyet politikalarina bir anlayisin, Halkevlerinden konservatuvarlara kurumlarin, marslardan operetlere eserlerin ele alindigi elestirel bir toplam.
Cumhuriyet bir illüzyondu, belki göremiyoruz ama isitebiliyoruz.