Stres son zamanlarda ilgi odagi olmustur ancak, stresin gecmisi, tarih öncesi caglara kadar uzanir. Magara adamlarinin da kendilerine göre sorunlari vardi. Besin bulmak, yirtici hayvanlarla bogusmak yasami tehdit edici stres kaynagi idi. Buna karsin magara insani, cagdas insandan daha rahatti. Stres gelip gecici idi. Yirtici hayvanlarla bogustuktan sonra dinlenebilirdi. Uzun azi disli kaplan agaclarin arasindan firladigi zaman, magara adaminin vücut kimyasi degisiyordu. Daha sonralari bilimin ilerlemesi ile anlasildi ki sempatik sinir sistemi kimyasal maddeler üretir. Bunlarin icinde en iyi bilineni adrenalin, dövüs ya da kac tepkisine neden olur. Magara adami icin adrenalin, tehlikeli hayvanlarla karsilastiginda yararli idi.
Magara adami, sadece kafaca savasmakla kalmiyor, vücudu da onu yaralamaktan korumak icin tepki gösteriyordu. Yara aldigi zaman kol ve bacaklarindaki kan buradan cekiliyor ve beyin ve kalp gibi hayati organlara yöneliyordu. Vücut merkezini beyin de kendisini korumus oluyordu. Insan gelisirken bu savunma araclarini da korudu.
Artik günümüzde iri, azi disli kaplan yoktur. Cogumuzun iki dövüs arasinda dinlenmesi de, imkansiz hale gelmistir. Ancak karsilasilan stresin devamliligi pihtilasma isleminin hizlanmasina neden oluyor, damar duvarinin pürüzsüzlügünü bozuyor. Pihtilasma atardamarda birikime neden olabilir. Bu durum da, kalp krizini cabuklastirabiliyor. Cagdas dünyada ise strese yol acan olaylar bir yirtici ile savasmaktan ziyade, psiko sosyal kaygilar ve hayal kirikliklaridir.
