Hanlar hani Hülagu, bir dag kaplani kadar keskin bakislarini gözlerime dikip, bir süre öylece kaldiktan sonra söyle dedi.
Alamut bir sonraki dolunayda düsecek. Kaledeki ilmi eserlerin disindaki kitaplari yaktir. Yaktir ki, insanlar onlari okuyarak yollarini sasirmasinlar.
Sonuc dedigi gibi oldu. Dolunayli bir gecenin sabahinda kale düstü. Peki ben görevimi tam olarak yapabildim mi Buna evet diyemem. Cünkü yakmam gereken kitaplardan birini yakmamistim. Dag seyhi Hasan Sabbahin günlükleri cantamdaydi Aradan yillar gecti. Herkesin her seyi unuttugu bir zaman dilimine girmistik. Alamut Kalesi de, onun gizemli seyhi de coktan unutulmustu. ve ben günlükleri yayinladim.
-Cüveyni-
Gerek Hasan Sabbahin günlüklerinden, gerekse Cüveyninin anlattiklarindan yola cikilarak yazilan bu roman, Hasan Sabbahin, Alamut Kalesinin ve fedailerin hikayesidir